ÖNCE SWOT, SONRA PR

Hafta sonu JCI İstanbul’un düzenlediği “Liderlik ve Koçluk Becerileri” adlı eğitimdeydim. MCT Eğitmenlerinden Mehmet Özel’in verdiği eğitim hiç beklemediğim gibi geçti.

Öncelikle birazcık JCI’dan bahsedeyim. JCI, yani Junior Chamber International, Türkiye’de Genç Müteşebbisler Derneği adı altında faaliyet gösteriyor. Zamanında Bill Clinton, Kofi Annan, Jacques Chirac, Al Gore gibi isimler de JCI’mış. JCI, toplumsal projeler üretiyor ve Türkiye’nin genç liderlerini yetiştirmek için çalışıyor.


JCI’ın İstanbul şubesinin düzenlediği eğitime biraz isteksiz gitmiştim. Liderlik ve koçluk alanında herkesin söyleyecek birçok şeyinin olduğu bir dönemde, cumartesi günü 10:00’dan 17:00’a kadar eğitim almak pek mantıklı gelmemişti. Ancak eğitim başlar başlamaz aslında ne kadar doğru bir karar verdiğimi anladım.


Eğitimde, başkalarına yardım etmek ve onların potansiyelini açığa çıkarmalarını istiyorsak işe kendimizden başlamamız öğütleniyor. Günümüzde herkes etrafındakileri değiştirmeye çalışıyor. Herkes bir imaj uğruna, işe kendisinden değil de çevresinden başlıyor.

Firmalar da işe öncelikle imajlarını düzeltmekle giriyorlar. Pazarlama adı altında reklam ve halkla ilişkiler faaliyetlerine inanılmaz paralar harcanıyor. Sonuç tabiki istenildiği gibi değil. En çok da hazır giyim sektöründe yaşanan bir sorun bu.


Klasik pazarlamanın 4P’sini bilirsiniz. Product (ürün), place (yer), promotion (promosyon), price (fiyat) olarak adlandırılan bu 4P’ye şimdilerde public relations (halkla ilişkiler, PR) ve purple cow (mor inek, yani inovatif iş yapmak) da eklenmiş. Firmalar bu 4P’nin promosyon, yani reklam ve PR kısımlarına odaklanmadan önce, kendi iş yapış şekillerinin üzerinde düşünmeliler. Firmanın tedarik zinciri hatalı çalıştıktan, müşteri ilişkileri sürekli sorun çıkardıktan sonra istenildiği kadar PR yapılsın boş.


Önümüz Ramazan bayramı, sonrasında kurban bayramı ve yılbaşı. Hazır giyim firmalarının en çok ciro yaptığı 3 dönem. Çoğu şimdiden reklam ve PR aktivitelerini planlamış durumda. Ancak reklam ve ürünle ilgili departmanlar arasında kopukluk yaşandığı zaman, ortaya şaşılacak işler çıkıyor. Düşünün ki bir hazır giyim firması yılbaşına özel konsept ürünler çıkartıyor ve bunları belli başlı ana (flagship) mağazalarında satacak, yani tüm mağazalarda o ürünler bulunmayacak. Reklam görsellerinde ve basın bülteni eklerinde kullanılan resimlerde hep bu konsept ürünler ön planda. Müşteri gazete ve dergilerde gördüğü ürünleri satın almak için mağazaya gidiyor ve mağaza müdüründen aslında ürünlerin o mağazaya hiç gelmeyeceğini öğreniyor. Bu müşteriye ne kadar reklam ve PRda yapsanız bir daha ürün satmanız mümkün mü? Müşterinin mağazanız hakkındaki olumsuz görüşlerini bir başkasına anlatmasına, internetteki blogunda yer vermemesine nasıl mani olabilirsiniz ?

Bu tip sonuçların oluşmasında, piyasadaki bir çok PR ve reklam ajansının yaptıkları iş dışında bilgilerinin bulunmaması ve sektör deneyine sahip olmamaları etkili oluyor.

Reklam ve PR ajanslarıyla çalışılmaya başlanmadan önce firmaların kendi içlerinde beyin fırtınası toplantıları düzenlemeleri şart. Firmalar, pazarlama planlarını, bilançolarını, nakit akış tablolarını, stok devir hızı göstergelerini v.b bir çok indikatörü göz önüne alıp düşünmeliler. Firmanın, kendi SWOT analizini yapmadan hedef müşteriyi tanımlamaya çalışarak pazarlama faaliyetlerine odaklanması son derece yanlış olur.

Dolayısıyla firmalar öncelikle kendilerini tanımak için vakit harcamaladırlar. Kendi gücünden ve kabiliyetlerinden tam emin olamayan bir firma ne kadar da reklam ve PR yapsa istenen etkin başarı sağlanamayacaktır.

http://www.google-analytics.com/urchin.js

_uacct = “UA-1567778-1”;
urchinTracker();

Published by myparmaksiz

Lecturer in Marketing, Data Scientist, Digital Marketer, Story Teller, AMA PCM®

Leave a Reply

%d bloggers like this: